Halloween
Korku Sinema
02 Kasım 2018
0 Adet Yorum
0
Yönetmen: David Gordon Green
Senaryo: David Gordon Green, Danny Mcbride, Jeff Fradley
Tür: Slasher
Yapım: 2018, ABD Süre: 109 Dakika
IMDb Sayfası ve Puanı: 7.2/10
Oyuncular: Jamie Lee Curtis, Nick Castle, Judy Greer, Virginia Gardner, Will Patton, Andi Matichak, Miles Robbins, Dylan Arnold, Toby Huss, Jefferson Hall, James Jude Courtney, Haluk Bilginer
Yıllar sonra Halloween filminin sadece gişede voliyi vurmasının yanında (açılış haftasındaki 78 milyon dolarlık hasılatı ile tüm zamanların en iyi 2. korku filmi açılışını yaptı) bir korku filminde nadir rastlanan bir durum olarak eleştirmenler ve hayranları tarafından övgüler alması muhteşem bir şey. Daha da harika olanı bunu komedi filmi çekenlerin (David Gordon Green ve Danny McBride) başarması.
Serinin başka bir filminin çekilmesi için aradan çok uzun zaman geçti ve Dimension Films şirketine başka bir filme başlayamadıkları için teşekkür etmemiz gerekir. Çünkü görünüşe bakılırsa etrafta dile getirilen tüm fikirler vasat bir başlangıçla sonuçlanıyordu. Özellikle Rob Zombie’nin versiyonunun devamını çekmek istiyorlardı ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi (daha fazla Serseri Michael’a gerek yok, teşekkürler).
Dimension filmin haklarını kaybettikten ve haklar yeniden Miramax’a geçtikten sonra Blumhouse ile birlikte harekete geçerek projeyi finanse etme kararı alındı. Blumhouse yaratıcılığı zorlayacak şekilde küçük bütçelerle çalıştığı için bu karar yerinde oldu. David Gordon Green ve Danny McBride gibi isimler çoğu kişide şüphe uyandırdı fakat ben açık görüşlü olmaya çalıştım, özellikle John Carpenter’ın filmi denetleyeceğini ve hatta müziğini yapacağını duyduğumda. Bu noktada ben bayağı ikna olmuştum.
Film yapımcıları ilk filmi yeniden yapmak yerine devamını getirerek diğer devam filmleri konusunda da geriye dönük bir değişiklik yapmaya karar verdiler. Alternatif bir zaman aralığında Michael ilk filmin sonunda yakalanmıştır ve Smith’s Grove akıl hastanesinde yaşlanmıştır. İlk hikayenin üzerinden kırk yıl geçmiştir ve Laurie Strode tüm geçen yıllar boyunca Michael’ın kaçınılmaz dönüşüne hazırlanarak bir çeşit hayatta kalma uzmanı olmuştur. Ne yazık ki bu durum aile ilişkilerini kötü etkilemiştir çünkü kızına (Judy Greer) ve torunu Allyson’a (Andi Matichak) yabancılaşmıştır. Bu gözü pek Laurie kesinlikle filmin en ilginç özelliklerinden bir tanesi, sebebini özellikle ilerleyen dakikalarda kendisinin ve ailesinin güvenliğini sağlamak için yaşadıklarından öğreniyoruz. Bu noktada Haluk Bilginer’den de bahsetmekte fayda var. Filmde rol alacağını duyduğumda ufak bir sahnede karşımıza çıkacağını düşünmüştüm fakat Dr. Sartain karakteri ile hiçte azımsanmayacak bir süre alıyor. Filmin kilit karakterlerinden biri ve Dr.Loomis’in halefi konumunda.
Sonuçta Laurie haklı çıkar ve Michael doğal olarak otobüsle bir yere giderken kaçar, maskesini takar ve Halloween gecesi boyunca eski Haddonfield’de cinayetler işlemeye başlar. Bu arada Laurie de silahlanır ve ailesinden kalanları avlamadan önce Michael’ı kesin olarak durdurmayı umarak peşine düşer. Hikayenin başlarında Michael ve Laurie’nin akraba olmadığı belirtilir, Michael’ın kadının peşine düşmesinin tek nedeni daha önce elinden kurtulmuş olmasıdır. Bu zaman akışını biraz inceledim çünkü serideki akrabalık fikrini hiçbir zaman sevmemiştim ki serinin kalan altı bölümünde bu fikir çok daha çapraşık (ve ensest) bir hal almıştı.
Film yapımcıları son baharın ruhunu ve genel olarak bir Halloween filminin görünüşünü başarıyla yeniden yakalamışlar. Ayrıca Carpenter’ın yeni müziği de ekranda yansıtılan fikrin tam üstüne basmış. Michael’ın kendisine gelirsek, maskesiz halini ve yandan profilini bir anlık olarak görebiliyoruz ancak şanslıyız ki sadece kırlaşmış saçlarını ve yıllar önce Laurie’nin elbise askısıyla hasar verdiği gözünü izleyebiliyoruz. Benim fikrime göre Michael Myers’ı bu kadar ikonik ve korkutucu yapan şey bir miktar gizemin hep korunmasıydı. Burada karakteri iyi ele almışlar, yeniden hafife alınmaması gereken bir güç olduğunu, kurbanlarını ayrım yapmadan rastgele (ve zalimce) öldürdüğünü göstermişler.
Hepsi bir yana, film, korku hayranlarının bu seride ya da genel olarak bu janrda görmedikleri bir şey sunmuyor ve film hakkındaki en büyük şikayet belki de budur. Ben filmi, yeni zaman akışını ve serinin bu noktadan sonra gidebileceği potansiyel yerleri sevdim ancak yine de yeni bir şey yok. Elbette belli temalarla onları sıkıcı hale getirmeden ancak bu kadar iş yapılabiliyor. Ben böyle hissediyorum ama belki de yanılıyorumdur? Her şekilde ben filmi umduğum kadar beğendim.
Sonuç olarak bence bu filmin hayranları daha önce yapılan bazı devam filmlerini tamamen aklından çıkarmamalıdır (ben hala ikinci ve dördüncüyü inceliyorum), bu yeni film uzun süredir devam eden seriye sağlam bir halka eklemiş ve orijinal filmin değerli bir devamı olmuş. Slasher severlere yeni bir şeyler göstermese de hikaye bakımından farklı ve ilginç bir yöne gitmiş ve bazı kanlı cinayet sahneleri Michael’ın yaşlı da olsa hala eskisi kadar zalim olduğunu gösteriyor.